MÜCBİR SEBEBİN VARLIĞI HALİNDE MÜKELLEFLERİN İBRAZ ÖDEVİNİ YERİNE GETİRMEK VE İNDİRİM KONUSU VERGİLERİ İSPATLAMAK GİBİ BİR YÜKÜMLÜLÜKLERİ YOKTUR.

Türk vergi sisteminde, idarece aksi ortaya konulmadığı müddetçe, mükellefler beyanlarının doğruluğu karinesinden yararlanırlar. Bu ilke uyarınca mükelleflerin defter ve belgeleri idare tarafından her zaman için incelenebileceğinden işbu belgelerin bu durumda ibraz edilmesi zorunluluk arz etmektedir. Söz konusu defter ve belgeleri haklı bir sebep olmaksızın incelemeye ibraz etmeyenler ise beyanlarının doğruluğu karinesinden yararlanamamaktadır.

Bu kapsamda mükelleflerin defter ve belgeleri ibraz etmesinin imkânsız hale gelebileceği birtakım durumların da ortaya çıkması muhtemeldir. Bu doğrultuda 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 13.maddesi düzenlenmiş olup burada öngörülen durumlardan herhangi birinin gerçekleşmesi durumunda ilgili belgelerin ibrazı mümkün olamayacağından mükelleflerin vergi ödevini yerine getirmesi kendilerinden beklenemeyecektir.

Vergilendirmeye ilişkin defter ve belgelerin, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 13.maddesinde öngörülen mücbir sebeplerin varlığı nedeniyle ibraz edilememesi hali, aynı kanunun 30.maddesinde öngörülen, herhangi bir sebeple defterlerin ibraz edilmemesi hali kapsamında değerlendirildiğinden bu durum resen tarh sebebi olarak kabul edilmiştir. Bu halde vergi mükelleflerinin vergi borcunu belirlemek için vergi idareleri tarafından resen hesaplama yapılmaktadır.

Bununla birlikte, 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nda ifade edildiği üzere fatura veya onun yerine geçen belgenin yasal defterlere usulüne uygun kaydedilmesi ve bu belgelerde katma değer vergisinin ayrıca gösterilmesi, katma değer vergisi indirimi yapılabilmesinin ön koşuludur. Dolayısıyla yapılan vergi tarhiyatı nedeniyle uygulanacak katma değer vergileri üzerinden indirim yapılması ancak işbu defter ve belgelerin ibraz edilmek suretiyle incelenmesi ile mümkün olabilecektir. Burada ise söz konusu defter ve belgelerini mücbir sebebin varlığı nedeniyle ibraz edemeyen dolayısıyla indirim konusu vergilerin usulüne uygun kaydedildiğini ispatlayamayan mükelleflerin durumunun ne şekilde belirleneceği meselesi ortaya çıkmaktadır. Çünkü katma değer vergisi indiriminden yararlanacak mükellefin beyanlarının doğru olup olmadığının tespiti amacıyla defter ve belgelerin ibrazı gerektiğinde mücbir sebep nedeniyle zayi olan işbu belgelerin ibraz edilmesi dolayısıyla da mükelleflerin bu doğrultuda ibraza ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmeleri kendilerinden beklenemeyecektir. Bu nedenlerden dolayı mücbir sebeplerden herhangi birinin somut olayda vuku bulması nedeniyle ilgili belgeleri ibraz edemeyen mükelleflerin katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle vergi tarhiyatı yapılması hukuka uygun düşmeyecektir.

Bahsedilen bu bilgiler doğrultusunda verilen Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 2022/672 E., 2024/160 K., 06.03.2024 T. kararında da mücbir sebep nedeniyle ilgili belgeleri ibraz edemeyen mükelleflerin, indirim konusu yapılan vergileri ispat problemi üzerinde durulmak suretiyle bu kapsamda ibraz ödevini yerine getiremeyen mükelleflerin indirim konusu yapılan vergileri alış belgelerinde ayrıca gösterilmiş olmasını ispatlama gibi bir yükümlülükleri olmadığı değerlendirilerek katma değer vergisi indirimlerinin tamamının reddi suretiyle yapılan tarhiyatların hukuka aykırı olduğuna karar verilmiştir.

1.Vergi Dava Daireleri Kurulu Kararı Kapsamında Yapılan Değerlendirme

Kurul, mücbir sebep nedeniyle bilgi ve belgelerini ibraz edemeyen mükelleflerin ibraz ödevini yerine getirmelerinin kendilerinden beklenip beklenmeyeceğini ve bu kapsamda katma değer vergisi indiriminden yararlanmak bakımından önem arz eden alış belgelerinin ibraz edilememesinin mükellefler açısından ne gibi bir sonuç doğuracağına yönelik uyuşmazlık konusunu, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu’nun 08.12.2019 tarih ve 2013/3 E., 2019/1 K. sayılı kararıyla çözüme kavuşturmuştur.

2.Mücbir Sebep Halinde Mükellefin İbraz Ödevinin Akıbeti

Buna göre katma değer vergisi indiriminden yararlanabilmek için bu hususun alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedilme şartı aranmaktadır. Buna göre ise katma değer vergisi indiriminden yararlanmış bir mükellefin beyanlarının doğru olup olmadığının tespiti kapsamında defter ve belgelerin ibrazı gerektiği takdirde 213 sayılı Kanun uyarınca öngörülen mücbir sebep hallerinden birinin olayda gerçekleşmesi halinde artık işin mahiyeti gereğince defter ve belgeleri zayi olan mükelleften ibraz ödevini yerine getirmesi haklı olarak beklenemeyecek, aksinin kabulü halinde ise mükellefe ağır bir külfet yüklenmiş olacaktır. Keza böyle bir nedenden dolayı mükellefe katma değer vergisinin indirimleri suretiyle vergi tarhiyatı yapılması ve ceza kesilmesi hukuka uygun olmamış olacaktır. Dolayısıyla kanun koyucu da bu doğrultuda hareket ederek bilgi ve belgeleri ibraz zorunluluğuna istisna getirmiş bulunmaktadır

3.İndirim Konusu Vergilerin İspat Meselesi

Danıştay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Kurul’un bu doğrultuda verdiği karar uyarınca, ibraz ödevini yerine getirmesi kendisinden beklenemeyen mükelleften yine aynı doğrultuda indirim konusu yapılan vergilerin alış belgelerinde ayrıca gösterilmiş olmasını ispatlaması da beklenemeyecektir. Keza katma değer vergisi indiriminden yararlanmak bakımından esas olan alış vergilerinin, alış yapılan mükelleflerden temin edilerek inceleme elamanına veya mahkemeye ibrazını beklemek gerçekçi bir yaklaşım değildir. Çünkü alım yapılan mükelleflerin bazen faaliyetini terk etmeleri veya bulunamamaları, bazen de belge asıllarını vermemeleri gibi sebeplerle bu belgeler temin edilememektedir. Bununla birlikte alım yapılan mükelleflerin defter ve belge saklama yükümlülük süresi dolmuş ise istenilen bu belgelerin temin edilmesi yine imkânsız hale gelmektedir. Dolayısıyla zayi olan ve katma değer vergisi indirimine esas olan alış belgelerini, mükelleflerin emtia alışı yaptığı kişilerden temin ederek ilgili yerlere ibraz etmesi beklenemeyecek olmakla bu hususu ispatlama yükümlülükleri de bulunmamaktadır. Mükellef böyle bir ispat yüküne sahip değil iken mükellefin söz konusu alış belgelerini ibraz etmediği gerekçe gösterilerek yapılan tarhiyatlar ise hukuka aykırı olmuş olacaktır.

4.Karar Nezdinde Ortaya Koyulan Sonuç

Danıştay İçtihatları Birleştirme Kararı uyarınca işbu uyuşmazlığa ilişkin aykırı içtihatların bu doğrultuda birleştirilmesine karar verildiğinden aynı açıklama ve değerlendirmeler ışığında, mücbir sebep nedeniyle defter ve belgelerini ibraz edemeyen mükellefin, katma değer vergisine ilişkin indirim konusu yapılan vergilerin alış belgelerinde ayrıca gösterildiğini ispatlamak gibi bir yükümlülüğü de bulunmadığından, bu doğrultuda idari işlem tesis edilerek mükellefin katma değer vergisi indiriminden yararlandırılması gerekmektedir. Bu nedenle mükellefin söz konusu hususu ispatlamadığı iddiasına dayanan katma değer vergisi indirimin tamamının reddi suretiyle gerçekleştirilen tarhiyat işlemleri hukuka aykırı kabul edilmektedir. Mükellef, böyle bir ispat yükü içerisinde bulunmamakta olup bu hatalı değerlendirmeye dayalı hüküm tesis edilmesinde de hukuka uyarlılık bulunmamaktadır.